Hepimiz bu dünyaya aidiyetlik, düzen ve denge unsurları içinde bir aile sistemi içine doğarak dünyaya geliriz. Yaşamlarımız Ruh’umuzun yolculuğuna eşlik eden insan benliğinde deneyimleyerek öğrenmektir.
Sistemik Aile Dizimi, başlangıcı 1970 yıllarında Bert Hellinger’in Afrika kabile yaşamlarında aldığı ilhamla temelinde psikoterapi içeren ve bugünün yeni araştırma ve bilimsel yaklaşımlarıyla morfegenetik alanda birbirimize nasıl bağlı olduğumuz ve yaşamlar boyu süre gelen nesiller arasındaki aktarımların, yaşamlarımızdaki etkisini açığa çıkarır. Morfegenetik alanda her türlü canlı varlık birbirine görünür ve görünmez yollarla birbirine bağlıdır. Biyolojik olarak her bir birey anne, baba ve atalarına kan bağı ile, hücresel, sinir sistemi ve kollektif bilinçaltından bağlıdır. Bu şekilde öğrenir, aktarır ve büyürüz.
Bizler aile büyüklerimize ve atalarımıza derin bir sevginin sadakat ve Ruhlarımızın vicdanı ile bağlı iken, bilinçdışından bu sadakati kör bir sevgiye dönüşerek büyüklerimizin kaderlerini göremez ve onlara bağlı olduğumuz ruh vicdanı ile hareket ederiz. Nesiller boyu aktarım, büyüklerimizin ve atalarımızın çok geçmiş ya da yakın zamanlarda yaşanılan bir durumun, alınmayan bir sorumluluğun ya da devam eden bir biyolojik durumun genetik, biyolojik ya da duygusal aktarımın en küçük nesile kadar uzanması ile gerçekleşir. Kesintiye uğramış olan yaşam enerjisinin, Ruh’un vicdanı ve sadakati ile bugünün yaşamlarımızdaki oluşan zorlukları ile açığa çıkar.
Sistemik Aile Dizimi, Atalarımızın mirası olan yaşamlarımız için sorumluluk almayı, onlardan sadece olumsuzluklar değil, diğer güçlendirici miraslarımızı da alıp yaşamlarımızı dolu dolu ve keyifle var etmeyi, bu şekilde bir yetişkin ve bir birey olarak büyümeyi sunar. Dünya’ya gelme amaçlarımızı hatırlamayı, yaşamlarımızdaki zorlukların üstesinden gelme becerilerimizi, kendi kaderimiz taşımayı ve yaşam ile ilişkili olduğumuz her bir durum için kalıcı bilinç değişimleri yapabilmemizi sağlar. Bu şekilde yetişkin olur, çocuk bilincinden sorumlu bireyler olarak hayattaki yerimizi almakla başlarız. Ruhumuzda huzur, kalplerimizde mutluluk, hayatın akışkanlığı, düzen ve dengesini ferah ve bollukla getirir. Yönümüz artık Yaşam’dır.
Sistemik Aile Dizimi hangi konulara bakar ve kimler içindir?
Yaşamlarımızdaki tekrar eden her türlü zorluk olan konular için çalışmak isteyen kişiler içindir. Bu konular sağlık, maddi, finansal koşullar, partner, aile ilişkileri, kurulamayan anne-çocuk ya da baba-ocuk ilişkisi, bağımlılıklar, duygusal durumlar, depresyon, çocuk kayıpları, ölüm, evlatlık verilme, devamlı ev değiştirmek, haksızlığa uğramak, lanet, bela gibi beddualar, büyü, özgüven ya da cesarette yetersizlik gibi konular olabilir.
Sistemik Aile Dizimi Grup Seansları
Danışan, dizim açtırmak isteyen kişidir. Katılımcı, dizim çalışmasında hem izleyici hem de temsilci olmak isteyen kişidir. Grup seansları, bireylerin bir araya gelerek grup kolaylaştırıcısı tarafından yönlendirdiği seanslardır.
Danışan bir konu ile gelir. Konu için gerekli temsilciler grup katılımcılar tarafından seçilir. Katılımcı belki bir kişinin anne ya da babasını temsil eder. Bu anne ya da baba gerçek değildir. Tamamen danışanın bilinç dışı, psişesinde ki anne ya da babasının yansımasıdır. Yönlendirmeler, cümleler ve gerekli düzenlerle kolaylaştırıcı tarafından temsilcilere aktarılır. Buradaki hareket danışanın konusu hakkındaki bilinçdışı kayıtlarını, aktarımını ve bilinçaltının resmini ortaya çıkarır.
Seanslar kimler için uygun değil?
Alkol ve madde bağımlılığı olan kişiler, yoğun psikiyatrik tedavi alarak ilaç kullananlar için uygun değildir. Bu kişilerin seans sonrasında psikolojik destek alacağı garantisini vermeleri gerekir.
Seanslar yakın zamanda, cinsel travma, ölüm ve ağır şiddet deneyimi yaşamış kişiler için uygun değildir. Bu kişilerin daha sağlıklı bir şekilde konusunda uzman kişiler tarafından seans alması önerilir.
Sistemik Aile Dizimi çalışmaları teori ve dizim çalışmalarıyla gerçekleşir: